Majör Depresyon Bozukluğu nedir?
Majör Depresyon Bozukluğunun belirtileri nelerdir?
Majör depresyonun fiziksel belirtileri yaygındır; bitkinliğe düşük enerjiye, bunların yanında fiziksel ağrı ve acılara neden olabilir. Depresyonu olan insanların bazıları ise tipik olarak, aşırı yorgunluk hisseder, zor uykuya dalar ve sık sık uyanır. Bazıları ise; gün boyunca uyur; yiyecekleri tatsız bulur ve iştahları azalmış olabilir. Cinsel istekleri azalmış hatta kaybolmuş olabilir. Bazı insanlar kol ve bacaklarını çok ağırmış gibi hissederken, bazı insanlarında düşünce ve hareketleri çok yavaşlamış olabilir (psikodevinsel yavaşlama), sosyal geri çekilmeler görülmektedir. Çoğu yalnız başına ve sessizce oturmayı tercih eder. Görünüşleri ihmal etme gözlenir. Tamamen hüzünlü ve umutsuz oldukları zaman, özkıyım düşünceleri yaygın olarak bulunabilir. Süreğen Depresyon bozukluğu (Distimi) ile karşılaştırıldığında Distimi daha uzun, durağan süren bir depresyon türü olduğundan dolayı özkıyım düşünceleri Majör depresyon Bozukluğa göre daha fazla olduğu gözlemlenmektedir.
Majör Depresyon Bozukluğu neden olur?
Majör Depresyon, karmaşık ve çok yönlü bir ruhsal hastalık olup, çeşitli içsel ve dışsal faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabilir. Hem biyolojik hem de çevresel faktörler, depresyonun tetikleyicileri veya sebepleri arasında yer alır. Genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler, travmatik yaşam deneyimleri ve madde kullanımı gibi etkenler, depresyonun gelişmesinde önemli rol oynar.
Majör Depresyon Bozukluğunun tanısı nasıl konur?
Majör depresyonda gözlemlenen klinik tanı belirtiler şu şekilde sınıflanabilir:
Çökkün Duygudurumu: Hüzün, boşluk veya umutsuzluk hissi ile kendini gösterebilir. Birey, günün büyük bir bölümünde üzgün, keyifsiz veya enerjisiz hisseder. Bu durum, sadece geçici bir moral bozukluğu değil, uzun süre devam eden ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir ruh hâlidir.
İlgi Azlığı: neredeyse bütün etkinliklerden zevk alamamanın ya da neredeyse bütün etkinliklere karşı ilgi yitimi.
Bunun yanı sıra aşağıdaki belirtiler de gözlemlenebilmektedir;
Yemek yeme isteğinde değişiklikler kilo değişiklikleri (diyet yapmadığı halde)
Uyku değişiklikleri; çok fazla veya çok az uyuma
Içsel güçte (enerji düzeyinde) azalma
Değersiz ya da aşırı suçlu hissetme
Düşünmede, odaklanmada ya da karar vermede güçlük çekme
Yineleyen ölüm ya da özkıyım düşünceleri (intihar)
Majör Depresyon, ruhsal, biyolojik ve çevresel etkenlerin bir araya geldiği karmaşık bir bozukluktur ve benzer belirtiler başka psikiyatrik ya da fiziksel hastalıklarda da görülebilir. Bu nedenle doğru bir tanı koymak, detaylı bir psikiyatrik değerlendirme sürecini gerektirir. Ayrıca, altta yatan başka bir tıbbi neden olup olmadığını anlamak için fiziksel muayene ve bazı laboratuvar testleri de istenebilir. Bu nedenle, kişinin kendi kendine depresyon tanısı koyması mümkün değildir; doğru teşhis ve uygun tedavi için mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulması gerekir.
İlaç Tedavisi (Farmakoterapi): Majör depresyonun tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Bu ilaçlar, beyindeki serotonin, dopamin ve noradrenalin gibi kimyasalların dengesini düzenleyerek duygudurumun iyileşmesine yardımcı olur. İlaç tedavisi mutlaka bir psikiyatrist gözetiminde ve düzenli takip ile yürütülmelidir.
Psikoterapi: Psikologlar, tedavi sürecinde çok önemli bir rol oynarlar. bireyin duygu ve düşünce dünyasını anlamaya yönelik detaylı psikolojik değerlendirmeler yapabilir ve depresyonla baş etme sürecinde psikoterapi uygulayarak bireye destek olurlar. Bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi, Destekleyici terapi, kişilerarası terapi (IPT), şema terapi gibi yaklaşımlar, psikologlar tarafından uygulanarak kişinin depresif belirtilerle başa çıkmasına yardımcı olunur.
Elektrokonvülsif Terapi (EKT): Dirençli depresyon vakalarında ya da intihar riski yüksek bireylerde uygulanan, beyne kontrollü elektrik akımı verilerek yapılan bir tedavidir.
Majör Depresif Bozukluğun tedavisinde kişiye özel ve bütüncül bir yaklaşım esastır. Psikiyatrist, psikolog ve gerekirse diğer sağlık profesyonellerinin birlikte çalıştığı bir sistem, tedavi sürecinin başarısını önemli ölçüde artırır. Erken tanı ve uygun müdahale ile majör depresyon büyük oranda kontrol altına alınabilir ve kişi sağlıklı bir yaşama dönebilir
Majör Depresyon Bozukluğu ile başa çıkabilme yöntemleri nelerdir?
Tedaviyi desteklemek için bireyin günlük yaşamında yapacağı değişiklikler de oldukça önemlidir:
Düzenli egzersiz yapmak (özellikle yürüyüş, yoga)
Sağlıklı ve dengeli beslenmek
Uyku düzenine dikkat etmek
Sosyal destek (aile, arkadaş çevresi), güvendiği kişilerle iletişim kurmak
Stresle başa çıkma tekniklerinde: Meditasyon, nefes egzersizi gibi rahatlatıcı teknikleri uygulamak
Majör Depresyon Bozukluğunun sosyal hayat üzerindeki etkileri nelerdir?
Depresyon, kişinin sosyal ilişkilerini ve günlük yaşantısını ciddi şekilde etkileyebilir. Kişi yakın çevresiyle olan ilişkilerinde kopmalar yaşayabilir, işe veya okula karşı motivasyonu düşebilir. Toplumsal ortamlardan uzaklaşma eğilimi, yalnızlık hissi ve anlaşılmadığını düşünme gibi durumlar ortaya çıkabilir. Aile içi ilişkilerde bozulmalar yaşanabilir. Özgüven azalır ve sosyal kaygı artabilir. Bu nedenle sosyal çevrenin anlayışlı ve destekleyici olması iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler.
Kaynakça
Simon, G., Von Korff, M., Piccinelli, M., & ark. (1999). [Makale başlığı]. [Dergi Adı], Cilt(Sayı), Sayfa Aralığı.
Şimşek, M., & Aykan, S. (2023). Çocuk ve Ergenlerde Duygudurum Bozuklukları. Psikiyatri Güncel Yaklaşımlar, 15(2), 153-160.
Özdemir, İ., & Yıldız, M. (2023). Anksiyete Bozukluklarında Güncel Yaklaşımlar. Psikiyatri Güncel Yaklaşımlar, 15(3), 200-210.
Köroğlu, E. (2012). Klinik Psikiyatri
Kring, A. M. (2017). Anormal Psikoloji
Terapin.net